31 Aralık 2013 Salı

365. Gün

 Böyle günlerde ne yazacağımı hep şaşırırım ve genelde de bir şey bulamam..Şu an olduğu gibi..




 365. günü yaşarken tüm negatifliklerin bugünde kalması ve bir gün öteye gitmemesini; huzur, mutluluk ve barış içinde özgürce bir yıl yaşanmasını temenni ediyorum..Yeni başlangıçlara ..
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN..


Sevgiler

Aylin.

29 Aralık 2013 Pazar

Yasaklar Çözüm Değildir.

Hollanda da artık 18 yaş altına elektronik sigara satışı yaşaklanmış..Güzel bir haber  ve uygulayabileceklerine de inanıyorum.

Her yeri Türkiye gibi görmemek gerekli. Biliyorsunuz ki bizim ülkemizde de 18 yaş altına alkol, tütün ..gibi maddelerin satışı yasak ..Yasakda kim ne kadar uyguluyor..Hala çocuk sigara almaya gidebiliyor..Eh maşallah genç nesil hiç ufarak değil....Zaten öyle bir giyinip davranıyorlarki sanırsın 20'lerindeler...Sonra bir bakıyorsun okul forması giymiş..Ağzın bir karış açık kalıyor.. E be kardeşim! şimdi her gelenede nüfus cüzdanı sorulmaz ki...! Kasayer müşteri bekletmemek için tipine bakıp yaş kararına varınca olan oluyor ve 16 yaşındaki arkadaşım sigara içiyor..Bende içtim laf aramızda hem de 13 yaşında kimse bana niye sigara alıyorsun demedi..İstedim verdiler..

Diyeceğim o ki yapabileceğiniz, ugulayabileceğiniz sistemleri geliştirmeğe çalışın...Yasaktan ziyade bilinçlendirmek en önemlisi..Yasaklar bana göre davetiyedir..Bunun yerine her bireyin yaşam kalitesini arttırmaya yönelik eğitimler gerekmektedir ve bu eğitimler bebeklik dönemi ile başlamalıdır.. Mesela Japonya sağlık yönünden dünyanın 1.sırasında. Hem sosyal hizmet hem de bilinç olarak..Sonrasında İsviçre takip ediyor..Türkiye kaçıncı sıra 50'lerde ...

Japonyada her sabah toplu olarak yoga yapılmakta ve bazı iş yerleri elemanları için masaj imakanı sunmaktadır..Bu sözünü ettiğim durum Japonya için sıradan ve küçük örneklerdir...Ehh onlar 1. Dünya ülkesi olmayacakta biz mi olacağız..Zihniyet meselesi..




Sevgiler

Aylin

27 Aralık 2013 Cuma

eCom Elektronik Sigara

eCom aşığı olabilirim...Değiştirilebilinir buharlaştırıcı sistemlerini tekrardan elden geçirip geliştirmişler. Değiştirilebilinir voltaj seviyesine uyumlu ilk buharlaştırıcı (atomizer) olarak tasarlanmış, hatta en güzel özelliklerinden biri nefes çekim kuvvetinize göre de ayarlanabiliyor olması...Yanında gelen ayar aleti ile bunları yapmanız mümkün olduğu gibi, şarj durumunu da size göstermesi gibi özellikleri mevcut..


Gördüğüm o ki mod elektronik sigaralar ile ego yu birleştirip yepyeni bir ürün çıkartmışlar..Bu ayar aleti ile nasıl değişiklik yapılıyor tam idrak etmemiş olsamda denediğimde herşeyi daha net anlayabileceğime ve kolay geleceğine inanıyorum....

Alt ksıımdaki halkayı saat yönünde veya tersin şeklinde çevirdiğinizde voltaj  geçişi sağlayabilir, 3.3V-4.8V ve 4.5W-9.6W aralıklarında kullanabilirsiniz. Kısa devre koruma özelliği ile hem bataryayı hemde atomizeri koruyor..demek ki bu atomizer kafalarının ömrü çok daha uzun olacak...Güzel bir gelişme.
Bu arada Ovale de bu modeli üretmiş olduğu için gönlüm rahat....Joyetech'i kim satar nereden güvenilir  bir şekilde temin edilir bilmem. Bazıları Joyetechçi ise ben de Ovaleciyim :)




Sevgiler

Aylin





26 Aralık 2013 Perşembe

Olay güzellik veya eğlence değil SAĞLIK...

Bugün biraz daha sakin bir ruh hali içindeyim...Günümüz şartlarına bakcak olursam,benim gibi kişilerin bazı konularda çok konuşmaması ve yazmaması gerekiyor fazla agresif ve doğrucu olmak iyi bir şey değil .
Neyse ben gene keyif aldığım ve anlatmayı sevdiğim elektronik sigaralarımı incelemeye devam edeyim..

Bu da benim şansım oldu çünkü yep yeni bir model gördüm eCom işte budur dedirtiyor..Henüz alıp kullanmadım ama yazılıp çizilene bakılırsa bu cihaz gerçekten son model...tüm sistem yeniden tasarlanmış ve öncekilerde oluşabilecek arızaların önüne geçilmiş deniliyor. Aslında bu cihazı Joyetech denilen firma üretmiş , Joyetech 'i tercih etmememin nedeni ise gerçek anlamda yetkili bir kişiyi bulamıyor olmanız..Yani Joyetech ürünlerini herkes satıyor ve hangisi orjinal, hangisi değil anlaşılmıyor. Malum sahtekarların dünyası ve bu dünyada kazıklanma olasılığınız yüksek, bu nedenle tercihim Ovale oluyor . Çünkü karşımda her daim muhattab olabileceğim kişiler mevcut ve sorununuza çözüm bulmaya çalışıyor ve genellikle de buluyorlar..Fiyat olarak biraz yüksek olsalarda kalite bazında düşündüğümde deyiyor..Kimse parayı kolay kazanmıyor ve havaya savurma gibi bir lüksümüz yok. Bu nedenle aldığım ürünün en iyisi ve en güveniliri olmasına özen gösteriyorum..Likit konusunda da gerçekten bir numaralar kafanıza takılabilcek her türlü bilgiyi sunuyorlar böylelikle gönül rahatlığı ile korkmadan kullanabiliyorsunuz..Olay güzellik veya eğlence değil SAĞLIK...
 
Sevgiler
Aylin

OVALE eCom

25 Aralık 2013 Çarşamba

Haykırasım Var.!!!!

Bu gün ne yazacağıma bir türlü karar veremedim....Sigara ve  kadın dedik, tabuları yıkarak sigaranın toplum geneline yayılması dedik..dedikte dedik...Kardeşim şimdi neden bu elektronik sigara yasak dediğimde ne diyeceksiniz..EEE çünkü çok zararlı...Bak sen şu Allah'ın işine, gerçekten mi !? Nerden bu bilgiler medyadan...Siz hala medyada duyduğunuz herşeye inanacak kadar saf veya başka bir şey misiniz?..Etrafınıza bakının çoook zararlı o kadar çok ürün piyasada elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor ki saymakla bitiremem...Mesela cips, mesela cola, ...daha ekstremlere gidelim..Bıçak zararlı mı değil mi? Bir cevap alayım.!.Zararlı suç teşkil edecek bir alet değil mi? Bıçakla öldürülen insanların sayısı kaçtır bilmem ama en kolay ulaşılabilinen suç aleti olduğunu hepimiz biliyoruz..Sigara ; yahu adamlara sigaranın satışı düştü diye indirim yapmışlar bir de diyorlarki biz üzerine uyarıcı resimler koyduk..Çok etkilendim gerçekten içmeyeceğim..Tiner..bağımlılık yapan başka bir madde , herkes gidip alabiliyor mu...Evet daha geçen gün aldım :) ...Saysay bitmiyor anlayacağınız...

Daha geçen gün bir Prof'un makalesinde endüstriyel yoğurt almayın çünkü artık yoğurt değiller diyordu...Ne durumlara düştük aslında yediğimiz içtiğimiz herşey zararlı..Su rezervleri sağlam olan bir ülkenin musluktan su içememesi kadar abes ve saçma bir şey daha yoktur..Dağımız taşımız su ama  biz içme suyumuzu nerden alıyoruz  marketten ne içinde duruyor bu sular; plastik..Peki kullanılan plastik ne kadar kaliteli !?...Su çözücü bir madde olduğu için plastik şişelerdeki kimyasallar içtiğimiz suya karışıyor ve çoğunlukla kanserojen madde ihtiva ediyorlar...

Elektronik sigara sigarayı bıraktırdığı halde peki neden yasak. Rant peşinde bilmem kimlere peşkeş çekilerek sağlığımız hayatımız hiç uğruna satılıyor ve insan faktörü, sistemin gözünde köle ve kukladan başka bir şey değildir. Ama ben bu sistemden dışarıya çıkıp bakıyorum ve dışarısı gayet güzel ve insancıl ..Hayır artık kimsenin ekmeğine daha fazla yağ sürmeyeceğim ve beni çevremi zehirlemeye çalışan birimlere dur diyeceğim..Sizlere de diyorum bırakın. Nasıl bırakıyorsanız bırakın; isterseniz terapiye gidin isterseniz elektronik sigara kullanın, istiyorsanız bant takın ne istiyorsanız ama bu pislikle kendinizi zehirletip üstüne birilerinin cebini daha fazla doldurmayın.

Bugün tepki bir günümdeyim..Bir çok şeye itirazım var en başta haksızlığa...

Sevgiler

Aylin

24 Aralık 2013 Salı

Kadının Sigara ile Tanışması

Kadınların ne zaman dışarıda sigara içmeğe başaldıklarını bu makaleye kadar bilmezdim. Üzerimizde bilinçli bir şekilde oynan olaylardan biri daha...Para sen nelere kadirsin.

" Edward  Bernays , Freud'un Amerikalı yeğeni, en büyük çalışması da kadınlara 1920 lerde sigara içme fikrini aşılamasıdır..

Bernays, 1900 başlarında popüler sınıfların zihinleri üzerinde deneyler yapmaya başlamıştı , amacı toplum psikolojisini inceleyerek alışveriş gücüne yön verebilmek.

En çarpıcı başarısı da kadınları sigara içmeye ikna etmesiydi.

O dönemlerde kadınların sigara içmesi bir tabuydu. Bernays'in eski müşterilerinden, Amerikan Tütün Şirketi genel müdürü George Hill, (dunhill vs) ondan bu tabuyu yıkmanın bir yolunu bulmasını istedi.

G. Hill "Pazarımızın yarısını kaybediyoruz," diyordu, kadınlara sigara satamıyoruz, "Çünkü erkekler, kadınların toplu yerlerde sigara içmesine karşı "

İşe alınan psikolog ve araştırmacılar epey yüksek bir ücret karşılığında problemi keşfetti, kadınlar için sigaranın penisi simgelediğini, ve kadınlara erkeğin cinsel gücünü hatırlattığını belirledi.

Raporlar Bernays'e şunu söylüyordu; "eğer sigarayı erkek iktidarına meydan okuma fikriyle bir araya getirebilirsen, kadınlar da sigara içerler. "

New York'ta her yıl binlerce kişinin katıldığı Paskalya töreni düzenleniyordu.

Bernays, törende bir olay tezgahlamaya karar verdi : Birkaç zengin yeni sosyeteyi kıyafetlerinin içine sigara saklamaları için ikna etti. Sonra törene katılacaklardı. Bernays onlara işaret ettiğinde, sigaralarını gösterişli bir şekilde yakacaklardı. Bu arada Bernays basına haber salarak, kadınların seçme hakkını savunan bir grup kadının, "özgürlük meşaleleri" adını verdikleri sigaralarını yakarak protesto yapmaya hazırlandıklarını bildirdi. Bunun büyük ses getireceğini biliyordu. O anı yakalamak için bütün fotoğrafçıların geleceğini de biliyordu.

"Özgürlük Meşaleleri" ifadesiyle Bernays artık hazırdı, yeni bir simge oluşturdular : kadınlar, genç kadınlar, yeni sosyeteler, İnsan içinde sigara içiyorlar.

Burada Öyle bir ifade kullanıldı ki, eşitliğe inanan herkes onları desteklemek zorunda kalıdı : "özgürlük" meşaleleri.
( Özgürlük heykelinin tuttuğu meşale, kimilerine göre buradan gelen bir semboldür )

Ertesi gün bu olay bütün Amerika'da ve dünya basınında yer aldı . Manşet: "Bir grup genç kız "Özgürlük" ifadesi " olarak sigara dumanı üflüyor .

Bu noktadan sonra kadınlara da sigara satışı artmaya başladı. Bir tek sembolik reklamla, sigara içen kadınlar toplumsal kabul gördü.

Bernays'in yarattığı düşünce şuydu, eğer bir kadın sigara içiyorsa, bu onun daha güçlü ve bağımsız olduğunu gösterir.

Pek tanınmaz ama Bernays'in 20. yüzyıldaki etkisi neredeyse amcası Freud kadar büyüktür. Çünkü Bernays, Freud'un insan hakkındaki fikirlerini alıp, kitlelerin manipülasyonu için kullanan ilk kişiydi. Seri üretim mallarını "insanların bilinç dışı arzularıyla" ilişkilendirerek, ihtiyaçları olmayan şeyleri istemeleri için insanları nasıl ikna edeceklerini Amerikan şirketlerine ilk gösteren kişi."

Sevgiler

Aylin

23 Aralık 2013 Pazartesi

Cinsiyetlerimizle Değil, İnsanlığımızla Ayrışalım..


Hafta sonu pek bir keyifli geçti ...uzun zamandır bu denli keyif almamıştım...Tabiki arkadaşlarımızla bir araya geldik. Aramızda evli, çocuklu ve bekar olanlar var...Çeşit çeşitiz yani :) ...Bekarlığın ayrı, çocuklu aile olmanın veya evli olanların derdi, keyfi birbirinden pek bir farklı ama özüne dönünce asıl olay mutlulukta bitmekte..

Çocuklar uyku moduna geçince hepimiz bambaşka kişiler olu verdik..Ehh çocukların yanında her daim temkinli olmak gerekir..Anne babaların fikrine katılıyorum..Tabi muhabbetler, yanan ateş, herkesin elektronik sigara kullanıyor olması evin içinde barınabilmemizi sağladı..Yokda dışarıda bir tarafımız donabilirdi.. Özellikle geceleri öyle bir kırağı oluyor ki aman Allah...:) Çocuklar varken hiç birimiz elektonik sigramızı kullanmadık,dumansız ve buharsız hava sahası ..:) Ne enteresan hiç bir uyarı olmadan kimse esigara kullanmadı..Çünkü hepimiz duyarlı bireyleriz ve çocuklarıkorumak bilinçaltımızda oldukça yer eden bir olgu.

Bir araya gelen arkadaş toplulukları gibi bizlerde eğitimi, sağlık sektörünü, ülkeyi kurtardık...Bu arada emini ve minimal elektronik sigaralarının kıyaslamasını yaptım...Otomatik sigaralar içinde özellikle bu iki model ve varyasyonları çok tercih ediliyor..Açıkçası ikiside kullanım açısından güzel cihazlar ve işin garip yani ince oldukları için hep kadınların tercih edeceklerini düşünme yanılgısında olmam...Gözlemim sonucunda grubtaki erkeklerin çoğunlukla tercih ettikleri modellerden biri olduğu kanaatine vardım..Çünkü yanlarında Evicleri de var veya yeni moda Janty Mid , birbirleriyle kelalaka olan bu ürünlerin kullanımı kişinin içinde bulunduğu ortam ve rahatlık seviyesi ile belli oluyor sanırım...Özellikle kadınlar evic'i pek dışarıda kullanmayı tercih etmiyorlar.ama bizim ortamımız da böyle bir şey söz konusu olmuyor herkes rahat anlayacağınız..Erkeklerin bu konuda hiç bir çekinceleri zaten yok..Eh kadın faktörü Türkiye'nin başlı başına sorunu olmuştur...Cinsiyetlerimizle değerlendirilmemeyi bir gün öğreneceğiz ve hepimizin insan olduğunu hatırlayıp ona göre davranacağız..Bir gün ama o gün ne zaman gelir bilemem...

Sevgiler
Aylin

19 Aralık 2013 Perşembe

Başladım Sigaranın Geçmişine Bugün Bitirdim :) Neler dönüp duruyor ruhumuz duymuyor..

Sigarının geçmişi bitmiyor. Bakınız kronolojiye; Amerika, vatandaşını sigaranın zararlı olabileceği konusunda uyarmış. Yıl kaç 1944 ..Dikkatinizi çekiyorum uyarmış ve daha 1800 lerin sonuna doğru bir kaç araştırmacı kanser ile sigara arasındaki bağlantıyı bulmuş olmasına rağmen bunu insaflı olarak 20 yıl sonrasında söylüyor..Ki bu süreyi insaflı olarak belirledim aslında 40 yıla aşkın bir süre önce herşey ortadaymış...Bugünün tütün devleri hangi ülkede!?...Neyse aslında her şey ortada ama önce yasaklamalar, sonra kısıtlamalar, vs...diyerekten günümüze kadar gelmiş...Ehhh adam zaten sigaranın kölesi olmuş sen yasaklasan da, iğrenç fotoğraflar koysan da ,fiyat artışı yapsan da fark eder mi!? Bunu sadece ben, sen mi düşünüyoruz...Çerçevenin dışına baktığında büyük bir sistem var ve bu sistem herşeyi önceden öngörüp ona göre planlı hareket etmekte gayet başarı..Sistem her zaman 10 yıl belki daha fazla bir zamanı öngörerek hareket eden bir oluşumdur...Ötesi  varsa da benim bilgim ve birikimim dahilinde değil. Bilmediğimz neler neler var aslında hepsi birer kurgu ve


20. YÜZYIL
1903: Kanada, İngiltere ve Amerika’da sigaranın zararları ciddi bir şekilde ele alınmaya başlandı, Kanada’da sigaranın yasaklanması için meclise kanun tasarısı verildi.
1914: Birinci Dünya Savaşının başlamasıyla, sigarayı yasaklama hareketi sekteye uğradı hatta tüm dünyada, cephedeki askerlere tütün yollama kampanyaları başladı.
1920’ler: Tüm dünyada sigara kullanımı hat safhaya ulaştı, bir yılda tüketilen sigara sayısı milyarları buldu.
1930: Almanya’nın Köln Üniversite’si bilim adamları sigara ve kanser arasındaki ilişkiyi istatistiksel olarak ortaya çıkardı.
1934: İlk mentollü sigara üretildi.
1938: John Hopkins Üniversitesi doktorlarından Raymond Pearl sigara içenlerin, sigara içmeyenlere oranla daha genç yaşta öldüklerini belirtti.
1939: Almanya Polonya’yı işgal etti ve İkinci Dünya Savaşı başladı. Cephedeki askerlere sigara taşınmaya başlandı. Bu sırada Alman bilim adamları sigara ve kanser arasındaki ilişkiyi daha derinlemesine inceleyen yeni bir istatistiksel rapor yayınladı.
1943: Dünya yetişkin nüfusunun yaklaşık %60-%80’nin sigara içiyordu.
1944: Amerikan Kanser Derneği, sigaranın sağlığa zararlı olabileceğini belirtti. Akciğer kanseri ve sigara arasındaki ilişkinin henüz kesinlik kazanmadığını ama gene de dikkatli olunması gerektiği hakkında halkı uyardı.
1947: Kanadalı doktor Norman Delarue akciğer kanseri hastalarının % 90’ının sigara tiryakisi olduğunu gösteren bir araştırma yayınladı.

BUGÜN 2005 tarine göre;

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sigara kullanımının yılda 5 milyon insanın ölümüne yol açtığını, bu sayının önümüzdeki 20 yıl içerisinde iki katına çıkmasının beklendiğini kaydetti. WHO’nun tahminlerine göre, bugün tüm dünyada 1,3 milyar civarında olan sigara kullanıcılarının sayısı 2025 yılında 1,7 milyarı bulacak.
Sigara yüzünden dünyada her 6,5 saniyede bir kişi ölüyor ve sigaranın dünya ekonomisine yılda yaklaşık 200 milyar dolarlık zarar veriyor.
17 milyon kişinin sigara kullanıcısı olduğu tahmin edilen Türkiye’de de yıllık sigara harcaması 6.5 milyar dolara ulaştı.
Bilimsel çalışma sonuçlarına göre ise dünyada her yıl 5 milyon kişi sigara nedeniyle yaşamını kaybederken, Türkiye’de bu rakam 100 binle ifade ediliyor. 3 milyon KOAH (Kronik Obstriktif Akciğer Hastalığı), 4 milyon da astımlı bulunan Türkiye’de, yılda ortalama 50 bin yeni akciğer kanseri tanısı konuluyor.
 
Sevgiler
Aylin

18 Aralık 2013 Çarşamba

Başlarım Sigaranın Geçmişine :)

Pasif içicilik ile alakalı yazımda sigaranın geçmişinden biraz bahsetmiştim. Şimdi detaya inelim dedim ve bakınız aslında sigaranın içindeki ana maddelerden biri kaçıncı yüzyılda " nikotin" olarak nitelendirilmiş. Böyle bir geçmişe sahip bir ürünün zararları ancak ve ancak 20.yy da günyüzüne çıkıyorsa burada gerçekten bir sorun var demek değil midir...Virgina Eyaleti ticari tütün tarımı ile o zamanın şartlarında ne kadar getiri sağlamış...Kaz gelen yerden tavuk esirgenir mi zihniyeti ile üretmişlerde üretmişler, dağıtmışlarda dağıtmışlar.. İlk dur diyen Japonya, ardından Rusya ve Fransa gelmiş..Gelmişte sonra ne olmuş menfaat ve kazanç her zaman ki gibi galip gelmiş, bağımlı bir toplum yaratmakta hiç bir behis görülmemiş..Amerika Amerika olmuş....Tütün, Mısır, Msırözü yağı, Patates...Hatırlarsınız belki bir zamanlar atalarımızın dahi onayladığı zeytinyapı için zararlı denilmişti. Zeytin yağı üretiminde ilk sırada yer alan ülkemize mısır özü yağları girmiş ve bunu kullanın sağlığınıza faydalı diye lanse edilmişti...Aradan geçen bir kaç zaman sonra bir kaç bilinçli , ve vicdan sahibi araştırmacı çıkıp Zeytinyağı en sağlıklı besindir demişti.....Maymun gibi oynatılmak mı hemde ne için!....Bir vatandaş ölür diğeri gelir....Vatan sağolsun cepler dolsun.. :(

19. YÜZYILDAN ÖNCE TÜTÜN KULLANIMI
1492’den önce: Amerika kıtasının yerlileri tedavi ve dini amaçlarla tütün üretimi yapıyorlardı.
1492: Kristof Kolomb Amerika’yı keşfetti. Avrupa’ya döndüğünde yanında bu kıtada daha önce hiç görülmemiş olan tütün tohumları ve yaprakları vardı. Kolomb’un mürettebatından Rodrigo Jerez tütün içerken görüldü ve şeytan tarafından ele geçirildiği iddia edilerek hapis cezasına çarptırıldı.
1535: Montreal Adasına ulaşan Jacques Cartier oradaki yerli halkın kendisine tütün sunmasından sonra günlüğüne “vücutlarını, ağızları ve burunları sanki birer bacaymışlar gibi tütene kadar, dumanla dolduruyorlar”, “biz de onları taklit ettik, ancak duman biber gibi acıydı ve ağzımızı yaktı” diye yazmıştı.
1556: Fransa ilk defa tütünle tanıştı ve Jean Nicot kısa zamanda tütün içmeyi popüler hale getirdi (19. Yüzyıl bilim adamları “nikotin” olarak tanınan kimyasal maddeye onun adını verdiler).
1565 yılına gelindiğinde; tüm Avrupa’ya yayılan tütün alışkanlığı, ünlü İngiliz aristokratı ve şairi Sir Walter Raleigh’nin tütün içmeye başlamasıyla, İngiltere’ye de girdi.
1610: Japonya’da tütün üretimi ve içimi yasaklandı.
1612: Amerika’da Virginia’da ilk defa ticari tütün ekimi yapıldı ve başarıya ulaştı. Amerikalı tütün ekicisi John Rolfe daha sonra ünlü Kızılderili kızı Pocahontas’la evlendi. On yıl içinde, tütün Virginia eyaletinin en önemli ihraç maddesi haline geldi. Tütün ekimi için köle iş gücü kullanılmaya başlandı.
1618: Virginia 20.000 libre tütün üretti.
1622: Virginia, bir Kızılderili saldırısında kolonisinin üçte birini kaybetmesine rağmen 60.000 libre tütün üretti.
1627: Virginia, 500.000 libre tütün üretti.
1629: Virginia tütün üretimini üç katına çıkararak 1.500.000 libre tütün üretti.
1634: Maryland kuruldu. Maryland’de de tütün üretimine başlandı. Rus Çarı tütün içimini tüm Rusya’da yasakladı. Tütün içerken yakalananların ceza olarak burnu kesiliyor, suçun tekrarı halinde ölüme mahkum ediliyorlardı.
1660: Tütün üreticisi olan Virginia ve Marland kolonilerinde kölelik başladı. Sayıları azalan beyaz uşaklar yerini kölelere bıraktı. Köle fiyatları tütün fiyatlarına göre belirlenmeye başlandı.
1676: New France Kolonisinde sokakta tütün içmek ve tütün taşımak yasaklandı. Bir süre için, perakende satışta yasaklandı ancak halkın kendileri için tütün yetiştirmeye başlamasıyla, Kanada’nın tütün endüstrisi düşüş gösterdi.
1732: Virginia’nın en zengin tütün üreticisi Robert King öldü. Öldüğünde 300.000 dönüm arazisi ve 700 kölesi vardı.
1739: Fransa, Kanada’dan tütün ithal etmeye başladı.
1761: İngiliz doktor John Hill, “Cautions Against the Immodetrate Use of Snuff” (Aşırı Enfiye Kullanımına Dikkat) isimli ve tarihte bilinen ilk tütün-kanser araştırması olan raporunu yayınladı.
1775: Virginia ve Maryland’in tütün üretimi 100 milyon libreye ulaştı.
19. Yüzyıl 1800: ABD’nin köle nüfusunun yarısından fazlası Virginia ve Maryland’deydi. Bu iki eyaletteki toplam zenci köle sayısı 395.000’di.
1800’lerin başı: Puro tüketimi, enfiye tüketimiyle rekabet etmeye başladı. Tütün çiğneme ve pipo kullanımı ortaya çıktı.
1854: 1856 yılında sona eren Kırım Savaşı başladı. İngiliz ve Fransız askerleri Türk tütünüyle tanışıp, onu Avrupa’ya götürdüler.
1878: Kanada’nın Ontorio bölgesinin rahibi Albert Sims “The Sin of Tobacco Smoking and Chewing Together With an Effective Cure for These Habbits” (Tütün İçme ve Çiğneme Günahı ve Bu Alışkanlıkları Bırakmak İçin Etkili Tedavi) isimli kitabını yayınladı.
1881: ABD’de, John Bonsack ilk sigara yapan makinenin patentini aldı. Böylece ABD, günde 120.000 sigara üretmeye başladı. Bir makine 48 kişinin yaptığı işi yapıyordu. Üretim maliyeti düştü ve güvenli kibritin de icadıyla, sigara tüketimi bir anda patladı.
1889: Saint John Hastanesi sigaranın zararlarını ve gırtlak kanserine neden olduğunu anlatan bir kitap yayınladı.
1891: Kanada’nın British Colombia eyaletinde, 15 yaşından küçüklerin tütün içmesi yasaklandı.
1895: Sadece Kanada’da 66 milyon adet sigara satıldı.
 Ertesi Yarın..:) 
Sevgiler 
Aylin


17 Aralık 2013 Salı

Sigara ve Elektronik Sigara da Pasif İçicilik

Pasif içicilik, eskiye oranla çok azaldı..Önceden şehirlerarası yollardaki otobüslerde duman altı seyahat ederdik, şöför arada kapıyı açıp otobüsü havalandırırdı. Ben o zamanlar çocuktum, kabus gibiydi ve seyahat etmekten nefret ederdim. O zamanlar sigaranın ne kadar zararlı bir madde olduğunu bilinmiyormuydu. Sigaranın piyasaya girmesi 15. yy'lın sonlarına denk geliyor.Oysaki sigaranın geçmişi çok eski zamanlara Amerikan yerlilerine (Kızılderililer) dayandığı düşünülmektedir. Bana kalırsa başka kıtalarda olma ihtimalide yüksektir..Ama verilen bilgiye göre 1492 de Kristof Kolomb'un  Amerika’yı keşfi ile tütün tohumları ve yaprakları ilgi çekmeğe hatta şeytan icadı olarak lanse edilmeğe başladığı belirtilmektedir. Sonrasındaki gelişmeleri kronolojik olarak bir ara paylaşırım.

Konuya dönecek olursam 15. yüzyıldan 19. y.y'a kadar zararları bilinmiyor muyordu!?.. O zamanlar bilim ilim yok muydu? Şaka gibi değil mi asıl düşünürlerin, bilimin hız kazandığı yıllarına tekabül etsede sigara 20. yüzyılda dahi sanki zararlı değilmiş gibi her yerde tüketiliyordu ve çocuk falan dinlenmiyordu.."Ne olacak ki zihniyeti" belli bir mantıksal olgunluğa ne kadar geç sürede vardığımız ve düşünsel beceriye sahip olamadığımızın bir kanıtı mıdır yoksa bu devleşmiş ekonomik değerleri ön plana çıkmış tüzel kişiliklerin dalaverasımıdır. Bilemiyorum...

Elektronik sigarayı düşündüğüm zaman bir nevi sigara simülatörü olmasına rağmen içerdiği madde sayısının az ve sigaraya kıyasla sağlığımızı daha az tehdit ettiğinden pasif içiciliğininde olmayacağı kanaatindeyim. Okuduğum raporlara göre elektronik sigaradaki pasif içiciliğin  eser miktarda olduğu bazı araştırmacılar, Porf.lar tarafından belirtilmiştir....Elektronik sigara içilen kapalı bir mekanda veya hanede diyelim koku almazsınız ve buhar olduğundan duman gibi bir etkisi veya etkileşimi olmayacaktır....

Genede hiç birini kullanmamakta fayda var..Hanelerin sigara dumanından bir an evvel kurtulması umudu ile....

Sevgiler

Aylin

16 Aralık 2013 Pazartesi

Pasif İçicilik- Günümüz Hastalıkları

Son 15-20 yılda dünyaya gelen çocukların çoğunda alerji ve astımdan şikayetçi olduğunu biliyor muydunuz..Ben bile etrafımdan duyuyorsam bir çoğunuz bu durumla karşı karşıya kalıyordur...Popüler hastalıklar olarak günümüzde en çok şikayet edilen astım veya alerjidir...Neden çocuklarımızın genelinde bu iki rahatsızlık söz konusu...Tabiki en başı sigara çekmektedir. Modern Çağın öldürücü silahı..Fazla National seyretmeğe başladım sanırım :)

Pasif içicilik tütün ürünleri yanınca ortaya çıkan dumanın solunması olarak nitelendirilmiş ve soluduğumuz maddeleri sıralamışlar:
Karbonmonoksit (CO)
Nitrosamin
Kadmiyum (Cd)
Benzen
Amonyak
Polisiklik Aromatik Hidrokarbon...

Bu maddeleri google da arattığınızda hepsinin kanserojen olduğunu veya alerjik reaksiyonlara sebebiyet verdiğini görebiliyorsunuz.

"Pasif içicilik ile ilgili yapılan çalışmalarda kapalı mekanlarda 6 milyondan fazla yetişkinin pasif içiciliğe maruz kaldığı saptanmıştır (5 milyon erkek, 1 milyon kadın). Sigarada bulunan 4000 madde, Türkiye’de ofis, işyeri vb. yerlerde 2,5 milyondan fazla kişiye pasif içicilik yoluyla zarar vermektedir. Ülkemizde yaklaşık 31 milyon yetişkin birey sigara içilen hanelerde oturmaktadır. Bu rakamın takriben 21 milyonu sigara kullanmayan insanlardır. Pasif içicilik tablosu gerçekten çok korkunç, çünkü pasif içiciliğin ciddi sağlık problemleri ve erken ölümlere yol açtığı hakkında oldukça fazla kanıt vardır. Mesela sigara tiryakisi olup da ölen 100 kişiye oranla yaklaşık 10 kişi sigara içmediği halde pasif içicilik yüzünden hayatını kaybetmektedir. Evli çiftlerde bir taraf sigara içiyorsa diğer tarafın akciğer kanseri riski üç kattan fazla artar. Pasif içicilik kalp hastalıklarına yakalanma riskini de en azından %20 arttırır. " 

Hiç bu açıdan bakmamıştım ama sigara içen birinden ziyade sigara kullanmayan birinin pasif içicilikle dahi çok daha fazla zarar göreceği aşikar.....Bu konuda söyleyeceğim çok ama artık yarın görüşürz.şimdilik bu kadar.

Sevgiler

Aylin

12 Aralık 2013 Perşembe

Herşeye Bağımlıyız.

"İnsan belirli bir bütünlügün içine doğmuştur, burada belirli bağımlılıkları vardır ve bu bağımlılıklar içinde yaşamı boyunca bazı kararlar vermek zorundadır. İşte bu kararlar insanın varoluşunun gerçekleştirilmesidir." Ünlü düşünür Jean-Paul Sartre.

Hayatta bağımlı olduğunuz şeyleri hiç düşündünüz mü? Bir çoğumuzun ilk aklına gelen bağımlılıklar genel de madde bağımlılığı diye nitelendirilenlerdir. "sigara, alkol, uyuşturucu gibi ".Oysaki hayattaki herşeye bağımlı olduğumuzu biliyor ve gene farkına varamıyoruz.
Sevgilimize, sevgiye, çocuğunuza, arkadaşlarınıza, havaya, yemeğe, diziye....liste böyle uzayıp gidiyor ve netice itibari ile herşeye bağımlı olduğumuz aleni bir şekilde gözler önüne seriliyor.
Kendimize bağımlı mıyız!? Bir çoğumuz evet, bir çoğumuz hayır ...çünkü bazılarımız yaşamsal fonksiyonlarını sürdürebildiği kadar bazı şeylere bağımlılık duyar ve bunun ötesinde daha çok bağımlı olduğu şeyler için (ailesi, çocukları, karısı, sevgilisi, kocası..vs.) hayatına devam eder. Sizce bu hayat mı'dır!? Ben hayatımın hangi köşesinde ne kadar yer kaplıyoruma baktığınızda kendinizi kocaman bir kütlenin sadece toplu iğne başı  kadar görebilirsiniz..

Bu yanlış bir şey mi açıkçası bilemiyorum; şayet bu durum içinde iken mutlu iseniz sizin için doğrudur..Ama ben bağımlılıklarımdan sıkıldığımın farkındayım..Her ne kadar elektronik sigara ile sigaradan kurtulmuş olsam da bu hayatımda yer alan bağımlılıklardan sadece biri, peki diğer bağımlılıklarım!..Neden hayatta hep bir şeye bağımlı olmak zorundayız..Neden biz sadece biz olamıyor, bağımlılıklarımız üzerine kurulu bir yaşantıyı yaşıyoruz..Cevabını bilen varsa lütfen bana da söylesin hayatta kopya çekmekte var :)

Sevgi ile Kalın

Aylin

Neden elektronik sigara daha çok tercih ediliyor!

Elektronik sigara Türkiyede yayılmaya başlıyor. Arada bir forumlarda  gezinirken şehirsel gruplaşmaların olduğunu gördüm..İzmir Grubu, Ankara Grubu, Kayseri Grubu, Ordu Grubu, tabiki İstanbul Grubu diye liste uzayıp gidiyor..İnsanlar neden elektronik sigaraya geçiyor? ve neden ülkemizde yasal olmuyor...

Geçen sigara içen Ersan'ın lafı geldi aklıma.."Yahuu bugün sigara aldım 6,5 verdim adam bana 0,5 kuruşunu geri verdi..Çok şaşırdım genelde fazlasını isterler "..."ama bunun altında bir bit yeniği var garanti bir daha ki gittiğimde 1 TL ekstra ödemek zorunda kalacağım " dedi...Ne kadar da doğru bir yaklaşım...%0,3 indirim yaptık diye manşetlere düşer ..sonra bir bakarsınız ki 2 ay sonrasın % 0,6 zam gelmiş  ama manşette değilde arabaşlıkta yer almış..Bakkala gittiğinizde öğrenir ve veryasın edersiniz. Vermişler verdiklerini de katbe kat geri almışlar yani..Sigara vergi oranı yüksek ürünler arsında Hazine Müsteşarlığını mutlu eder,  indirim'in altında bir şeyler yatıyor olabilir... şaka gibi...Komple Teorisi gibi oldu :) Belki de sigara satış oranları düştüğü ve bir çok kişinin açık tütün veya elektronik sigaraya geçtimesi bunda bir faktördür...Sigara eskisi gibi talep görmeyince, indirime gidildi denilebilinir mi acaba...Oysaki sağlığımız için zam yapılmıştı..Neyse gene çok konuştum ...
Sigarayı, elektronik sigara ile elektronik sigarayı da hayatın renklerini tekrardan görerek bırakabilirsiniz.

Sevgiler

Aylin

10 Aralık 2013 Salı

Kolleksiyon Yapar Gibi...!

Dün akşam çok sevdiğim bir arkadaşıma yemeğe davetliydim. Çok keyifli bir aile olduklarını belirtmem gerekiyor..Onlarla birlikte iken insanın aile kurası geliyor..Bahsedeceğim konu aile değil ama değinmeden edemedim. Mutlulukları ve birliktelikleri daim olsun diyerekten; 2.sınıfa giden kızlarının ödev konusu dikkatimizi çekti ve taktir ettim. Ödev konusu "Bilinçli Tüketici nedir?" Annesi ve babası önce kızlarının bu kavram üzerinde fikir yürütmesini istediler ve sonra onlarda olayı derinlemesine anlattılar hatta çocukluk yıllarına kadar örneklemeler yapıldı ve bir zamanlar bize de "bir alış-veriş bir fiş" fikrinin enpoze edildiğini anımsadım. O zaman fiş toplanıp belli bir yüzdesini devlet öderdi ve tabiki vergi kontrol mekanizması gibi de bir şeydi. Yani devletin ihtiyacı olan bir sistemdi..Şimdi bir şekilde çözüldü sanırım ama ne olup bitiyor ülkemizdeki herkes gibi bende çok iyi bilemiyorum.

Arkadaşımın verdiği örnekten yola çıkarak "bir kıyafeti, benden büyük olduğu için önce teyzemin kızı sonra ben, benden kardeşime, ve kardeşimden sonrada yiğenimiz kullanırdı" dedi..düşününce bu dönemi yaşayan bizler şuan ne kadar hoyrat davranıyoruz. Herşeyimiz yeni ve hatta bir kaç modeline sahibiz..En fazla kullanımımız 1 veya 2 ,bazen hiç....Bu ne kadar ciddi bir durum..Gerçekten tüketici bir toplum olduk gidiyoruz..kaç tane elektronik sigaram ve kaç tane likitim var!?..Herhalde bir dükkan açabilirim abarttım tezgah daha doğru olacak....esigaratamam sitesindeki indirim ve elektronik sigara hayranlığım sonucunda her nevi modele neredeyse sahibim..Şuan sadece elips'i kullandığımı düşünürsem , bu durum üzücü gözüküyor.. Benim gibi bir çok kişi olduğunu biliyorum arkadaşlarımın hepsi aynı durum içinde. Aslında elektronik sigara dediğiniz başlangıçta iyi bir model seçip çiftli setlerden temin etmek olmalı ve bir daha da başka bir modele kaymamalı amaç sigarayı bırakmak, kolleksiyon yapmak değil :) Bu sözü en çok kendime söylüyorum :)

Sevgiler

Aylin

9 Aralık 2013 Pazartesi

Ülkemizde yaş sınırı kaçtır? 18 mi,15 mi?

Ülkemizde yaş sınırına ne kadar riayet ediliyor diye düşünmeden edemiyorum. Çünkü genç arkadaşların çoğu marketlerden istedikleri gibi sigara veya alkol temin edebiliyorlar. Bence yasak olarak tabir edilen şeylerin hepsi göstermelik, gerekli bilinci oluşturmadığınız sürece de çok işlevsel değildir.

Genç arkadaşların özenti ile bu tarz yanlış alışkanlıklar edinmesini herkes gibi ben de onaylamıyorum. Ama bunun sadece yasakla sağlanamayacağı gayet açık ve net bir durum. En iyi çözüm bu durumu eğitim hanelere yani okullara döndürebilmektir. Ben ve benim gibi bir çok kişi sigara bağımlılığı ile mücadele veriyor ama bunu uyuşturucu madde gibi lanse etmeninde doğru olmadığını düşünüyorum. Dün akşam gene tv maceralarımdan birinde kamu spotunun (bana göre saçma ve anlaşılmayan bir ifade) konusu sigara bağımlılığı idi..Aslında güzel bir nokta atışı ama yaklaşımı bana ters geldi. Birini orada oturtup konuşturmak yerine daha etkili yaklaşılabilinirdi diye düşünüyorum.

Hanelerle başlamalı bu bilinçlendirme çabası ve bu hanelere tek tek girebilen yegane şey televizyondur. Çocukların bulunduğu ortamlarda sigara içilmesi kadar saçma ve düşüncesizce bir şey yoktur. Sanılıyor ki pasif içicilik ile bir şey olmaz veya az olur. Oysa ki bu küçük ciğerler kendikilerinden çok daha fazla zarar görmekte ve bugün bir çok çocuğun alerjik reaksiyon göstermesi veya astımlı olmasının başlıca sebeblerinden biridir. Sigara içen ebeveylerin çocuklarının çoğu bu alışkanlığa devam etmekte denilmektedir. Şunu da biliyorum ki yeşil aycı diye nitelendirilen ailelerin çocukları da sigara içebiliyor. Olay gene bilinçlendirmeğe ve özentiye geliyor.

Elektronik sigara da gençlerin kullanmaması gereken bir ürün, çünkü elektronik sigara aslında tıbbi bir cihaz ve sigara alışkanlığına son vermek için tasarlanmış. Elektronik sigara satanların da bu konuda ki hassasiyetleri çok önemli. Amaçtan sapmadan, değerlerimi kaybetmeden yapılan ticaret doğru olanıdır. Ne kadar katılırsınız, katılmazsınız bilemiyorum.

Sevgiler

Aylin

6 Aralık 2013 Cuma

Garip ama eğlenceli.. :D

Bir kaç zamandır karşıma değişik elektronik sigara modeline çıkıyordu. İçimden ammada abartmışlar dediklerimde var..gerçekten bunları kullanıyorlar mı bilemiyorum ama enteresan ve keyifliler aslında ..Alıp kullanır mıyım? Kesinlikle hayır. Hatta kadınlar içinde boncuklu pırıltılıı modeller yapanlarda olsa da bir kadın olarak tercih etmem. Normal elektronik sigaralar bence daha etkili ve şık gözküyorlar. Ayrıca ergonomiklerde.



 Sevgiler
Aylin.


4 Aralık 2013 Çarşamba

Boşanma Sebebi..


Sigaranın boşanma sebebi olduğunu biliyor muydunuz? Türkiye de ilk kez 2012 yılında kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile resmen boşanma sebebi olarak kabul edilmiş. Ve mahkeme durumu ‘kocaya duygusal şiddet uygulamak’ olarak değerlendirmiş..Kadın günde iki paket sigara içiyormuş.

Aslında düşünüyorumda sigara içen biri ile içmeyen biri arasında ciddi fark oluyor. Herşeyden önce koku insanı uzaklaştıran ilk sebep..sigara içmeyen biri için sigara içen biri ile öpüşmek kültablasını öpmek gibi bir şey olur herhalde...Düşüncesi bile içler acısı ki gün boyu yanınızda olan kişi devamlı kötü kokuyor, dişleri, cildi, elleri....Bir fena oldum! :( bir zamanlar bende böyleydim ve herhalde çevremdeki kişilere epey bir eziyet ettim.. :( Pardonnnn! düşünememekten ve bağımlılıktan oldu :)

Zaten durumu fark edince sigarayı bırakmaya daha kesin karar verdim çünkü kendim de kendimden tiksinmeğe başlamıştım..Son zamanlarda her sigara içişimde diş fırçalar, el ağız yıkar olmuştum nedeni de sigara içmediğim birgün biri yanıma geldi ve öyle bir sigara kokuyordu ki midem alt üst olmuştu..Ancak o zaman fark ettim ki ben de sigara içtiğimde böyle kokuyorum ...:( Artık en fazla vanilya kokuyorumdur.:D

Dikkatinizi çektimi bilmiyorum ama sigara içen kişilerin özellikle yüzleri sarıntraktır. Sigarayı bırakınca bu farkı net olarak görebiliyorsunuz çünkü renginiz açılıyor, cildiniz daha bir canlı gözüktüğü gibi, toksikler sebebi ile cildinizde oluşna bir takım cilt sorunlarından da kurtuluyorsunuz..Kokmuyor, kokuların tadına daha çok varabiliyorsunuz.

En iyisi sigara içenler, sigara içenlerle ( bırakma potansiyellerini göz önünde bulundurum derim :P ), içmeyenlerde içmeyenlerle :D bu yaştan sonrada sigara içmeğe başlıyorsa "duygusal şiddetten yargılanabilir " :D hiç yoktan benimle birlikte iken :D Ne kötüymüşüm :D

O kadar zamandan sonta tercihim sigara içen biri olamaz herhalde :)

Sigarasız günleriniz çok olsun..

Sevgiler

Aylin.

3 Aralık 2013 Salı

Hepimize Rastgele, Paralar Cep'e.. :)

 
 Şu aralar kendi işimle para kazanma hevesi ve heyacanı içindeyim. Kafamda sürekli yeni iş fikirleri uçuşuyor...Yazıyorum çiziyorum bir nokta geliyor ki tıkanıp kalıyorum ve bu nokta hep aynı oluyor.. Demek ki yaklaşıyorum :)

Proje hazır üstünde düşünüp araştırıyorsun iş hedef kitleye ulaşmaya kalıyor. Peki hedef kitleye nasıl ulaşılır!? Doğru kaynaklara ve verilere dayanarak birazda girişken bir yapıya sahipseniz sanırım iş daha kolay oluyor..

Geçen arkadaş toplantımızda elektronik sigara kadar ticaret ve kazanç sağlama muhabbetleri döndü..Hani benim hayalini yaşattığım ilk elektronik sigara mağazası veya kafe açma hesabı....Hangi fikire el atsam altından bir çapanoğlu çıkıyor ve benim gibi küçük girişimcilere baştan seti çekiyor. Set dediğinizde öyle bahçe tipi gibi değil, nal gibi Çin Seddi misali :)

Elektronik sigara ile ilgili şuan için ticari bir girişimde bulunamayacağımdan başka bir ticari fikrimi paylaştım ve sonuç ; benden önce birinin yakın zamanda denediği ve  aynı hizmeti bünyesinde bulunduran  bir kaç firma tarafından şikayet edildiği yönünde oldu. Netice itibari ile o adam ilk girşimcilik gününde sağlam bir cezaya tabi tutulmuş. Tabiki olayın tam detayını bilemiyorum ama insanlar da bir korku ve aç gözlülük almış başını gidiyor ; Babamında bir zamanlar dediği "herkes kendi kısmetine düşeni alır " zihniyeti tamamen ortadan kalkmış.

Ebeveynlerimizin ticari yaşamlarını dinleyince o zamanlar ne kadarda kolaymış demekten kendimi alamıyor içiniçin şu kafamla o zamanlarda yaşmayı hayal etmiyor değilim. :) Hiç yoktan o devirlerde git evrak doldur , şunu mühürlet, şöyle olsun, böyle olsun bin tane antin kuntinle uğraşmadıklarını  çok iyi biliyorum..Satacak malın varsa kazanacak paranda vardı. Herşeyden önce, o zamanlarda esnaf diye bir konsept vardı, en basitinden bakkal vardı şimdi hepsi super market oldu...Mahellemizde döşemeci bir amca "Fabrikasyon ürün satan mağazalar açıldığından beri, esnaf kan ağlıyor"demişti..Ne zaman bir İstikbal, Kelebek Mağazası görsem aklıma amcanın dükkanını kapattığı gün gelir... :(

Şimdi herşey pahallı veya bizim kazancımız az, ayrıca istediğiniz bir şeyi temin etmek bir tuş mesafesinde. Şirket kurmak, vergisi, sonradan hiç olmadık vergi ödemeleri gibi abuk subuk riskler taşıyan bir piyasa içinde ticaret ile uğraşmak! ..En az risk ile en fazla getiriyi sağlamak olayını çözmekten başka çıkar yok sanırım...Belki daha keşfedeceğim bin tane fikir veya yol var :)

Hepimize Rastgele :)

Sevgiler

Aylin

2 Aralık 2013 Pazartesi

Elektronik Sigara Likit İçerikleri : Bitkisel Gliserin (VG)

Haftasonu araya girdiği için likitlerin vg içeriklerinden  bahsedememiştim oysa ki bu haftasonu yaşadıklarımdan birşeyler paylaşasım vardı ama yazı yazmak konunun devmalılığını sağlamak falan derken kaldığım yerden devam etmem gerektiği kanaatine vardım. Çünkü özellikle likitlerin içeriği önemli bir konu ve konuyu bölmeden devam etmek doğru olanıymış; Bu vg bazlı veya %100 vg denilen madde nedir ?

Bitkisel Gliserinin (VG) dahil olduğu Gliserin olarak adlandırılan kimyasallar, gliserolün eczacılıkta kullanılan tıbbi biçimidir. Hafif tatlı ve yoğun bir sıvıdır. Gliserin bir şeker alkolüdür ve içerdiği hidrofilik alkolik hidroksil grupları suda kolayca erimesini sağlar. Renksiz ve kokusuzdur. Nemlendirme özelliği sayesinde özellikle kişisel bakım ürünlerinde ve aynı zamanda bir çok farklı sektörde kullanımı oldukça yaygındır. Hacminin 4 katı kadar su absorbe edebilir. Esigara likitlerinde kullanılan bu madde ayrıca E 422 koduyla gıda katkı maddesi olarak da kullanılır. Doğal ve petrokimyasal yollardan elde edilebilen gliserin, hayvansal ve bitkisel yağlarda bulunur.

Özellikle eczacılık sektöründe başta şeker hastalığı için kullanılan ilaçlar olmak üzere öksürük şurupları ve fitiller gibi pek çok ilaçta yardımcı madde olarak bulunur. Genellikle insanlar vg kullanalım derler ama ben bunun ne kadar doğru bir yönlendirme olduğundan şüpheliyim. Her hangi bir zararı ile karşılaşmadım ama şunu fark ettiğimi belirtmeliyim ki Sadece vg likit içtiğimde şeker ihtiyacım tamamen ortadan kalkıyor yani kullandığınız likitin içimi lezzet olarak çok tatlı  olmasada ( Prospektüslerine göre Natura Likitler %100 vg ) vücudunuz şekeri likitten alıp kullanıyor.. ..burada bir takım soru şaretleri uyanmıyor değil. Ne gibi derseniz; şeker hastası olan bir kişideki etksi net olarak nedir!?, Bilinen bir kanıt yok ama iki farklı görüşü okuduğumu anımsıyorum iki şeker hastasından biri likitlerin iyi geldiğini, insülin oranını azalttığını falan belirtirken bir başkası konu hakkında tam aksi bir durum belirtmiş..Hangisine inanırsınız veya inanmak isterseniz açıkçası ben birebir tanık olmadığım için net birşey söyleyemiyorum.

Benim bu tarz bir hastalığım yok ama az öncede belirttiğim gibi tatlı gıda tüketimim ciddi oranda azaldı ve gereksiz tatlı tüketip kilo almıyorum.. :D Başkalarına ne gibi bir etkisi olur net bilemiyorum ama arkadaşlarımdan da herhangi bir şikayet almadım..yaş ortalaması fiziksel durumlar bu konuda önemli olsa gerek. Her halde hepimiz pek bir sağlıklıyız..:) Yaş ortalamamız 35- 50 arasında değişmekte..annemleri düşünürsem 75  yaşına kadar çıkabilirim.

Kendinize iyi bakın sağlık herşeyden önce gelir. :)

Sevgiler

Aylin